AZLIK ÇOKLUK ZARFLARI, MİKTAR ZARFLARI, ÖLÇÜ ZARFLARI, ÖZELLİKLERİ (1) (KELİME TÜRLERİ) (TÜRKÇE DERSİ KONU ANLATIM)
Eylemlerin, sıfatların veya görevce kendisine benzeyen sözcüklerin (zarfların) miktarını, derecesini, ölçüsünü belirtirler.
Miktarlarını kısar, sınırlar, arttırır…
Eyleme, sıfata veya zarfa sorulan “ne kadar” sorusunun yanıtıdır.
Bir eylemin, eylemsinin, sıfatın veya başka bir zarfın sayısını ve ölçüsünü gösteren, bunları karşılaştırarak dereceleyen bir zarf çeşididir.
Kendilerinden önceki ya da sonraki kelimeyle birlikte söze eşitlik, üstünlük, en üstünlük, aşırılık, karşılaştırma anlamları katar.
Miktar zarfları diğer zarflardan farklı olarak fiilin, sıfatın, zarfın miktarlarını da bildirir. Miktar zarfları fiile sorulan "NE KADAR" sorusuna cevap verir.
Dilimizde sayı, ölçü ve miktar gösteren, karşılaştırma ve derecelendirme yapılabilen başlıca sözcükler şunlardır: daha, pek, çok, en, fazla, oldukça, epey, epeyce, az, biraz, gayet, fevkalade, denli...
Örnekler:
Bu sınava daha çok çalışmalısınız.
Koşmayı çok seviyorum.
Biraz daha sabret.
İki metre kadar atladı.
Sıfatlarda sıfatın önüne gelerek sıfatın (bilgi yelpazesi.net) azlık-çokluğunu, derecesini belirtir.
Örnekler:
Tüy kadar hafif çocuk. (eşitlik)
Çok güzel insan. (aşırılık)
Pek güzel insan. (aşırılık)
Daha çok, pek çok güzel insan. (aşırılık)
Daha sevimli hayvan. (üstünlük)
En sevimli hayvan. (en üstünlük)
Örnekler:
Çok yedim, daha fazla yiyemem.
Zarf Eylem Zarf Zarf Eylem
Olanlara fevkalade sevindim.
Zarf Eylem
Çok çalışıp az dinlenirdi.
Zarf Eylemsi Zarf Eylem
Bir dahaki sınava daha iyi hazırlan.
Zarf Zarf Eylem
Ondan daha iyi bir insana rastlamadım.
Zarf Sıfat Grubu Ad
Ali en iyi, en akıllı öğrenciymiş.
Zarf Sıfat Zarf Sıfat
Son günlerde gayet sakin bir çocuk olmuştu.
Zarf Sıfat Grubu Ad
-Adlar ikileme oluşturarak azlık-çokluk zarfı oluşturabilir.
Örnekler:
Yemeklerden tabak tabak yediler.
Zarf
Donmuş patatesler çuval çuval çöpe atıldı.
Zarf
Not: “Daha” sözcüğü zaman zarfı da olabilir, miktar zarfı da. “henüz” anlamına geldiğinde zaman zarfıdır. Diğer durumlarda miktar zarfıdır.
Öğretmen daha sınıfa girmedi. (zaman zarfı)
Bu aralar daha kötü görünüyorsun. (miktar Zarfı)
Not: Miktar zarfları diğer zarflardan farklı olarak sıfatları ve zarfları da derecelendirebilir.
Daha çok çalışmalısın. (zarf+zarf)
Beni çok iyi dinleyin. (zarf+zarf)
Aranızda en çok okuyan kim. (zarf+zarf)
En büyük asker bizim asker. (zarf+sıfat)
Bana daha uzun bir tahta lazım. (zarf+sıfat)
O, çok iyi biridir. (zarf+sıfat)
Ne iyi insanlar bular. (zarf+sıfat)
Karışık Örnekler:
Kazanmak için çok çalışmalısın.
Düne göre epeyce iyileşmişsin.
Az yiyen, çok yaşar.
Fazla üzülmeyin dünyanın sonu değil.
Biraz konuşabilir miyiz?
Buralara pek uğramaz.
Azıcık bana verir misin?
Biraz gayret etsen başaracaksın.
“eksik, seyrek, sık” kelimeleri işin ne kadar sıklıkla yapıldığını belirtir:
Bugünlerde sık görüşüyoruz.
Parayı iki milyon eksik vermiş.
Eskisi gibi değil; seyrek uğruyor.
“aşağı yukarı, şöyle böyle” ikilemeleri “yaklaşık” anlamı katar.
Bursa'da aşağı yukarı bir ay kaldık.
Ankara'ya geleli şöyle böyle 9 yıl oldu.
Cennet kadar güzel Türkiye (Zarf, sıfat, isim)
“Pek çok, daha çok, pek az, daha az, en az, en çok, en fazla, çok az” kelimeleri de miktar zarfı olarak kullanılır. Bunlar, kelimenin anlamını pekiştirir.
Daha çok çalışmalısın. (Zarf, Zarf, fiil)
“Olabildiğince, alabildiğince, olağanüstü, fevkalâde, harikulade” kelimeleri de aşırılık anlamı taşır. Bu kelimeler aşırı şaşkınlık veya aşırı beğenme duygularını anlatmaya yarar. Bunlar cümlede sıfat veya zarf göreviyle kullanılır.
Olağanüstü toplantı. (Sıfat, isim)
Olağanüstü güzel bir gol attı. (Zarf, sıfat, isim)
Benim kadar çalışırsan başarılı olursun. (eşitlik)
O da babası gibi yürüyor. (eşitlik, benzerlik)
Cennet kadar güzeldi vatanımız. (eşitlik, benzerlik)
Bu kadar çok çalışmak niye. (eşitlik)
Beş dakika kadar dinlenelim. (eşitlik, yaklaşıklık)
Yemeği biraz fazlaca yemişim. (biraz: eşitlik; fazlaca: aşırılık)
Ayakkabısı azıcık dar geliyormuş. (eşitlik, aza yakın)
Düne göre azıcık iyileşmiş. (eşitlik, aza yakın)
ZARFLAR (BELİRTEÇLER) (ÖZET ANLATIM)
Fiillerin fiilimsilerin sıfatların ya da kendisi gibi zarf olan sözcüklerin anlamlarını “yer-yön, ölçü-miktar, durum, zaman ve soru” kavramlarıyla açıklayan sözcüklerdir.
1)DURUM ZARFLARI
Fiilleri veya fiilimsileri, nitelik, sebep, kesinlik, olasılık, yineleme, yaklaşıklık gibi anlamlarla belirten zarflardır.Fiile nasıl sorusunu sorarak buluruz.
*Manş denizini yüzerek geçti (N)
*Bu gece yıldızlar pırıl pırıl yanıyordu (N)
*Öfkeyle kalkan, zararla oturur.(N)
*Ağlamaktan göz pınarları kurudu (S)
*Tüm bu acılara onu sevdiği için katlanıyor(S)
*Seven bu gönül seni asla terk etmeyecek(K)
*Bahar rüzgarının şarkısı hiç susmaz burada (K)
*Şu an belki kuşlar bizim şarkımızı söylüyordur(O)
*Adana ‘ya geldiğinde herhalde bizimle kalır(O)
UYARI:Bazı durum zarflarını niteleme sıfatları ile karıştırmamak gerekir.
*Büyük insanlar her zaman büyük düşünür.
*Soğuk insanlara ben de soğuk davranırım
*İyi bir üniversiteyi kazanmak için sınavlara iyi çalışmalısın.
Yukarıdaki cümlelerde ilk altı çizili sözcük sıfat ikincisi ise zarftır.
2)YER-YÖN ZARFLARI (Nere(ye)?)
Fiilleri veya fiilimsileri yer-yön bakımından belirten zarflardır.
*Aşağı tükürsen sakal,yukarı tükürsen bıyık.
*Küçücük çocuğu hemen yukarı çıkardık.
*Odasının penceresinden içeri baktım.
*Biraz yürüdükten sonra geri dönmüş.
*Araba çok fazla ileri gitmiş.
*Az beri gelirsen arkadaşında oturur.
UYARI:Yer-yön zarfları çekim eki alırsa adlaşır.
*Işık,perdenin kenarından içeri sızıyordu.(Z)
*Işık,perdenin kenarından içeriye sızıyordu.(A)
UYARI:Bazı yer-yön zarflarını işaret sıfatları ile karıştırmamak gerekir.
*Aradığını yukarı katta bulamayınca yukarı çıkmış. (İlki sıfat, 2. si zarf)
*Aşağı mahallede gürültü olunca,apartman sakinleri aşağı inmiş. (İlki sıfat, 2. si zarf)
*İçeri zili çalınca öğrenciler içeri girdi. (İlki sıfat, 2. si zarf)
3)ZAMAN ZARFLARI (Ne zaman?)
Fiillerin veya fiilimsilerin anlamını zaman bakımından sınırlandıran sözcüklerdir.
*Onu daha önce hiç böyle görmemiştim.
*Mehtabı seyrederdik geceleyin buralarda.
*Bu akşam rüyamda Leyla’yı gördüm.
*Biz her gece uğultularını dinlerdik rüzgarların.
*Benim doğduğum köyleri geceleri eşkıyalar basardı.
*Bugün çalışan, yarın rahat eder.
UYARI: Bazı zaman anlamlı sözcükler belirtme durum ekini alırsa adlaşırlar.
*Bu akşam akşamı seyredeyim bakışlarında. (Altı çizili sözcük artık isimdir)
*Ne sabahı göreyim,ne sabah görüneyim. (Altı çizili sözcük artık isimdir)
4)ÖLÇÜ-MİKTAR ZARFLARI (Ne kadar)
Fiilleri, fiilimsileri, sıfatları veya kendisi gibi zarf olan sözcükleri ölçü-miktar bakımından sınırlandıran sözcüklerdir.
*Çok bilen çok yanılır.
*Sen burada biraz bekle.
*En güzel yıllarımı onun için harcadım. ( “en” bu cümlede sıfatın zarfıdır)
*Daha güzel bir dünya için çok çalışmalıyız. ( “daha” bu cümlede sıfatın zarfıdır)
*Sahilde fazla güneşlendiği için yanmış.
*Soruları çözerken daha dikkatli olmalısın. ( ”daha” bu cümlede “dikkatli olmak” birleşik fiilinin zarfıdır)
UYARI:Bazı nicelik zarflarını sayı sıfatları ile karıştırmamak gerekir.
*Çok insan bunu başarmak için çok çalışıyor.
*Fazla para insanı fazla rahatsız eder.
UYARI: “Daha” sözcüğü bir fiilin önünde olduğunda zaman zarfı, kendi gibi zarf olan bir sözcüğün önünde (bilgi yelpazesi.net) olduğunda ölçü-miktar zarfı olur.
*Daha iyi bir insanı bulabilmek için daha evlenmemiş. (İlki ölçü-miktar zarfı, ikincisi zaman zarfı)
*Bizimle daha sakin konuşuyordu. (ölçü-miktar zarfı)
*Eve daha gelmemiş. (Zaman zarfı)
5) SORU ZARFLARI
Fiilleri ya da fiilimsileri soru yoluyla açıklayan sözcüklerdir.
*Ne zaman bu hayaller bir gün gerçekleşecek?
*Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
*Bu viran yerde nasıl yaşıyorsunuz?
*Yolun bitmesine ne kadar kaldı?
*Ne zaman bir köy türküsü duysam,
Şairliğimden utanırım.”
*Niçin gökyüzü bu kadar mavi görünür?
*Neden saçların beyazlamış arkadaş?
UYARI: “Ne” soru sözcüğü cümle içinde soru sıfatı ve soru zamiri olarak kullanılacağı gibi soru zarfı da olabilir.
*O karanlık sularda ne gördün?(Zamir)
*Hiçbir şey olmamış gibi ne susuyorsun?(Zarf)
*Benimle ne konuda konuşacaksın?(Sıfat)
*Gel ecel,ne korkarsın sarı çehremden benim? (Zarf)
*Aşık dediğin Mecnun misali kördür,
Ne bilsin,alemde ne mevsimdir.(Zarf-zamir)
*Ne ağlarsın benim zülfü siyahım.(Zarf)
*Şu dünyada ben ne insanlar gördüm. (Sıfat)
UYARI: “Nasıl” soru sözcüğü bir ismi belirtirse soru sıfatı, fiil ya da fiilimsiyi belirtirse soru zarfı olur.
*Onun nasıl bir insan olduğunu nasıl anlayabilirim? (İlki sıfat, ikincisi zarf)
*Gurbette nasıl bir hayat sürdüğünü nasıl bilmiyorsun? (İlki sıfat, ikincisi zarf)
ZARFLAR VE ÖZELLİKLERİ İLE İLGİLİ UYARILAR
-Dilimizde kesinlik anlamı taşıyan “şüphesiz, elbette, mutlaka, asla, kuşkusuz” gibi sözcükler, bu anlamlarla eylemi pekiştirdiğinde kesinlik zarfı oluşturur.
Örnek:
Doğacaktır, elbet sana vadettiği günler Hakk’ın.
Benimle bir daha asla böyle konuşma!
Şüphesiz tüm söylenenleri anlıyor.
-Eylem ve eylemsilere tekrar anlamı veren, onların yinelendiğini gösteren “tekrar, bir daha, gene, sık sık, çoğu kez, arada bir, bazen, yine” gibi sözcükler yineleme zarfı yaratır.
Örnek:
Bu konuyu tekrar ele almalıyız.
Kar yine savrula savrula yağıyordu.
Çocuk ikide bir babasından para istiyor.
-Eyleme olasılık anlamı katan “belki, herhalde..” sözcükleri olasılık zarfı olarak adlandırılır.
Örnek:
Belki yarın, belki de yarından sonra gelir.
Herhalde toplantıda konuşulanları hiç dinlemedin.
-Eylemi zaman ve nicelik yönünden sınırlayan (bilgi yelpazesi.net) “artık, ancak, yalnız” sözcükleri sınırlama zarfı adını alır.
Örnek:
Artık bu sıkıntıya dayanamıyorum.
Bu işi ancak üç gün sonra bitirebilirim.
Beni yalnız sen anlarsın.
-Genellikle bir soruya karşılık olarak kullanılan “evet, hayır” sözcükleri onaylama zarfı adını alır.
Örnek:
- Kitap okur musun?
- Evet.
- Sen de gittin mi?
- Hay
Yorumlar
Yorum Gönder